Grafik tasarım tarihinin en
yenilikçi ve enerjik tasarımcılarından olan David Carson, deneysel tipografik
kullanımı ve imajlarla bezenmiş tasarımlarıyla 1990’lı yıllara damgasını
vurmuştur. Onu tanımlarken sadece tasarımcı demek sanırım Carson'a az kalır. Zira tipografi ve imajların dünyasından sörfe, müzikten yönetmenliğe
birçok alanda ürün vermiş ve vermeye devam ediyor. Carson’un çalışmalarında
kullandığı sınırsız düşünebilme ve olağanüstü matematiksel düzenlemelerin renk
bütünlüğüyle birlikteliği günümüzün tasarım anlayışındaki farklı yönelimlerin
başlangıcını oluşmasında önemli bir adım olmuştur.
Tasarım tarihinde kabul gören tasarım anlayışlarının içerisinden geçilen dönemlerden farklı olmasını, 'bağımsız düşünmek' söylemi ile karşılamak havada kalacaktır. Carson’un 90’lı yıllarda yaptığı calışmalar günümüzde de kabul
görüyor.
Ancak sanayi öncesi dönem ya da sanayileşme döneminde öne çıkan
figüratif gerçekçilik, tasarımda anlatılmak isteneni doğrudan anlatma gibi bir
çabanın içerisine girildiğinin görtergesi. Polonya Afiş sanatı, İsviçre ekolü,
Bahaus ve 1980’lerin kaotik dönüm noktaları tasarımcıları da benzer şekillerde
yönlendirdi.
Bu ifadeleri bir sistem
içerisinde düşünürsek tasarım farklılıklarının yaşadığımız hayatla doğrudan bir
ilişkisi olduğunu sonucuna da kolayca ulaşırız. Modernist dönem ve Postmodern
dönemleri iki başlık altında ele alırsak Postmodern dönemin Carson’un
çalışmalarına da yansıdığını söyleyebiliriz. Bu da sanatçıların algılarının
dönemin koşullarına göre şekillendiğinin bir kanıtı olduğu sonucuna ulaşmamızda
bize yardımcı oluyor.
David Carson 1952 yılında
Texas’ta dünyaya geldi. Kısa bir süre sonra ailesiyle beraber Newyork’a
gittiğinde henüz dört yaşındaydı. Hayatının büyük bir kısmı seyahatlerde geçen
Carson, sanatsal çalışmalarına ilk adımı Newyork’ta attı. Şimdi iki tasarım
stüdyosu olan Carson çalışmalarını Charleston ve, Güney Carolina'daki
stüdyolarında sürdürüyor. Babasının işi nedeniyle dünyanın birçok yerini görme
şansını elde eden sanatçı, sanat hayatında tarzını etkileyecek deneyimler
yaşamış gittiği yerlerde. Ancak hayatını değiştiren en önemli unsur Arizona da
aldığı iki haftalık grafik tasarım kursu olmuş. Bu kurs grafik tasarım
konusunda onu harekete geçiren en önemli dönüm noktası. Kurs bittiğinde Oregon
College of Commercial Art’a kaydını yaptırmış usta tasarımcı. Tasarım
serüveni de böylece başlamış oluyor.
Yeni Dalga anlayışının en büyük temsilcilerinden biri haline gelen, hatta bu tanımın oluşma sebeplerinden biri sayılan Carson, özellikle kurallar tabusunu yıkmak konusunda oldukça deneyseldir. Bu durum Yeni Dalga'nın özünde yatan olmazsa olmazdır.
Son olarak kendi ağzından, kısa ve durumu özetleyen bir röportaj-
dan bir kesit:
Bu alanda resmi bir eğitim almadım. O yüzden yapmamam gereken şeyleri de hiç öğrenmedim. Yalnızca aklıma yatan şeyleri yaptım. Aslında sadece deneme yapıyordum. O yüzden, insanlar kızmaya başladıklarında nedenini gerçekten anlamadım. ‘Ne olmuş ki?’ diyordum. ‘Neden bahsediyorsunuz?’. Yıllar sonra birisi bana durumu –benim açıklayabileceğimden daha iyi bir şekilde açıkladı: Temel olarak, bir şeyleri düzene sokmak için çokça vakit harcayan, bir tür sisteme sahip olan insanlar vardı ve benim gelip herşeyi pencereden aşağı attımı düşünmüşlerdi. Öyle yapmış olabilirim ancak ne başlangıç noktam ne de amacım buydu. Modernizm’in terimlerini falan çok sonra öğrendim.
Raygun dergisinde çok farklı şeyler denerdik. Gerçekten farklı bir dergiydi. Çoğu zaman tutar, çoğu zaman da tutmazdı. Ortada hep hatalar vardı insanların üzerine makale yazabilmeleri için:’Neden siyah kelimenin siyahla üstünü çizmişim?’ diye. Ben bir kanıt göremiyorum.
Kaynak
Gary Huswit - Helvetica 2007 belgesel
www.photoshopmagazin.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder